suriye tezkeresi – dertli sözlük
hükümete, suriye'ye türk askeri gönderme yetkisi veren tezkerenin onaylanmasının üzerinden bir yıl geçti.
tezkerenin süresi 4 ekim tarihinde dolacağından bugün yapılan oylamayla süresi uzatıldı.
bu yılki gerekçe; suriye'de rejimin kimyasal silah kullanması ve bunun türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik oluşturduğu tehdit oldu.
yenilenmesi gündeme gelen tezkere. ırak tezkeresi ile beraber meclise geleceği açıklandı.
meclisten gecmemesini dilegim tezkere. ayni zamanda yabanci guclerin ülkemiz üzerinden suriye'ye ve irak'a asker sevkiyatina izin veren tezkere.
muhtemelen bugün mecliste gündem olacak konuyla alakalı aynı mekanda yazılmış üç yazı:

birincisi akif emre'den, 2003 yılında ırak için çıkartılmak istenen tezkereyle mukayese ederek güzel bir yazı yazmış.
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/akifemre/hamasete-kapilmadan-tezkereyi-konusmak/56176


ikincisi markar esayan'dan, abd açıklamaları ve ışid'in tavrı ile bölgede yaptığı okumayla olayı değerlendirmiş. ahlaki hususlarda söyledikleri oldukça önemli.
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/markaresayan/turkiyenin-isid-karari/56179


üçüncüsü hayrettin karaman'dan. "büyük akif'imiz", "cumhurbaşkanımız", gibi ifadelerle muhatabına damardan girmeye çalışan, tezkerenin geçmesinin mühim olduğunu ak parti tabanına kabul ettirmek için yazılmış, türkiye'nin "hılful-fudul" şiarını aşılayan bir yazı. http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/hayrettinkaraman/zalime-karsi-mazlumun-yaninda/56172
mekan iktidar yanlısı bir mekan ve böyle bir yazının bu mekanda olmasından daha doğal bir durum da yok aslında; ama bu görevi hayrettin karaman'ın üstlenmesi nasıl bir durumdur, havsalam almadı doğrusu. hayrettin karaman'ın iktidarla girdiği şu ilişki bile, kendisinin alim çizgisinden ne kadar uzaklaştığının resmidir.
muğlak bir tezkere. açıkçası, orada güvenli bölge oluşturmakla sorunun çözüleceğine inanmıyorum. orada güvenliği sağlamanın imkanı yok. abd askerlerini bölgeye getirmekten imtina ediyor.
suriye olayları başlarken mülteci sorununun olacağı belliydi. topraklarımızı açmakla bu işin çözülmeyeceği ortadaydı. suriye olaylarının sonuçları henüz olaylar başlamadan yıllar önce öngörülmüş iken suriye olaylarına dahil olmamız, üstüne tampon bölge oluşturmadan güvenliksiz bir şekilde "kardeşiz" söylemleriyle mülteci kabulü büyük bir hata idi.
öncelikle bunların cevapları verilmeli. şimdi işler çığırından çıkmış, orada güvenliği sağlamanın imkanı yok, böyle bir ortamda ateş çemberinin ortasına giriyoruz. açıkçası enver paşa'nın balkan savaşı'nda yaptığı hataları telafi etmek için birinci dünya savaşı'na girişini anımsatıyor bana bu durum.
bizim bölgeye girişimiz bir dünya savaşının bile tetikleyicisi olabilir. bu riskler konuşulmadan, rusya'nın agresif ve dengesiz tutumları hesap edilmeden böyle bir askeri harekata nasıl onay verilebilir? ki rusya'nın esed'e birçok kez aleni olarak destek verdiğine şahidiz. suriye rusya'nın vazgeçemeyeceği yerlerden bir tanesi. bir diğer vazgeçemeyecek devlet de iran.
bir diğer konu karşımızda hızıyla ve katliamlarıyla dünyayı şaşkına çeviren bir örgütü adeta topraklarımıza davet edişimiz. bizimle henüz ciddi bir problemi olmayan bir örgüte, "gel bizimle savaş" diyoruz. abd büyümesine kendisinin sebep olduğu örgütle savaşmaktan çekiniyor. biz canla başla buna talip oluyoruz. bizim bu savaşa dahil olmamız her noktasıyla çelişki.