ilkokul çocuklarının bıkmadan usanmadan yaptıkları şeydir.dersin başlamasına daha bir saat varken koca çanta sırtlanıp okula gidilir.öğretmenlerin okuldan soğutma çabaları da fayda etmez.öğrencinin en tembeli de en çalışkanı da böyledir.tabii lisede işler değişir.
erken gitsen bir dert, gitmesen iki dert. size kars'ta öğretmenlik stajımı yaptığım zamanlardaki bir anımı anlatayım. soğuk kış günü hava -25 derecelerde. ben buna rağmen okula erkenden gittim öğretmenler odasına oturdum. odada benden başkası yoktu. müdür geldi ve öğretmenler tıpır tıpır damladı. müdür, erken gittiğim için onca öğretmenin arasında benimle alay etti ama olsun. görev her zaman görevdir ve kutsaldır benim için maaşsız da olsa. ben öğrenciyken öğretmenler odasını kutsal bir yer zannederdim fakat durum hiç de öyle değil. benim gördüğüm kadarıyla tabi. anca kakara kikiri yapıyorlar. ne bilim, allah hidayet versin de öğretmenlikten soğudum. ben polis olacağım arkadaş. bana torpil yapacak yok mu? torpilsiz bir yere girilmiyor. onun da kibar adı referans.
kitap okumaktır.
asla yapamayacağım eylem. büyük konuşayım belki ters teper.
şimdi bu geç ve erken kavramları göreceli kavramlarkime göre geç neye göre erken? mesela ders saatinden geç ama öğretmenden erken gelebiliyosan olur yani üniversite hep öyle geçiyo çünkü
evin, okuluna uzak ise ve derslere gerçekten önem veren biri isen yapacağın işlem tam da bu.ders saatinden önce geleyim de derse geç kalmayayım derken okulun kapılarını sen açar okula ilk güneş ışıklarının girmesine sen sebep olursun. (fazla abartırsak eğer.) :)
