dindar – dertli sözlük
aslında pek de kullanılmaması gerektiğini, yerine muhafazakar kelimesinin daha uygun olacağını düşündüğüm ve son zamanlarda kulağımızı fazlaca yoran kelime
müslümanım deyip de gerçekten dini yaşayan insan sayısı çok azaldığından, ihtiyaca binaen ortaya çıkmış olduğunu düşündüğüm ve aynı zamanda bugüne kadar ki yanlış kullanım/istismar/kasıt vb nedenlerle manası erozyona uğramış/uğratılmış olan kelime.
müslümanların eksik tanımladığını düşündüğüm kelime. islam toplumlarında vasat dindarlık hakim. dindarlık kavramı belli başlı ibadetler ile daraltılmış. namaz kılan, oruç tutan, zekat veren, hacca giden dindar kabul edilir bizde. peki doğru mu? doğrudur fakat eksiktir. bir kavramı unutuyoruz amel-i salih. amel-i salih de bir nevi ibadettir. nasıl ki dürüst olmak, iyi şeyler yapmak salih amel ise bir öğretmenin, mühendisin işini hakkıyla yapması da salih ameldir. almanca öğrenmek de bir salih ameldir. bunu böyle düşünmek gerek. dengeyi sağlamamız önemli. dengeli dindarlığı topluma yaymamız şart. yoksa insanlar yerlere tükürmeye, fırıncı ekmeğin gramajını bilerek düşürmeye, müteahhit çürük bina yapmaya, bakkal hileli mal satmaya devam edecek. toplum iflas edecek, kalite düşecek...
halifetussani hazreti ömer buyurdu:

إن الدين ليس بالطنطنة من آخر الليل، ولكن الدين الورع.

yani: '' din, gecenin sonunda yahut gecenin karanlık vakitlerinde duyulan vızıltılar yahut tantanalar değildir. aslında din, dine riayet eden kişidir (dindardır).''

evet. gecenin ve insanlığın gecesini gündüze kalb eden, rasulullahımızın aleyhisselatu vesselam nazdar yareni hazreti ömer hak söyledi, sıdkeyledi.

evet. gecenin bir vaktinde, vızıltılı veya tantanalı tesbihlerle din icra edilmiş olmaz. din, dindarın üstünde görünür, onun dine riayetinde husule gelir; onun dine mutabık olan hal, ahval, kavil ve fiillerinde parlar din. maşallah.