mızraklı ilmihal – dertli sözlük
2. abdülhamid tarafından hazırlatılan islamcılık politkasının gereği, millette millet olma ve müslüman kalma bilincini diri tutan ilmihal kitabı. günümüzde yetersiz olduğuna dair sözlerle bolca eleştirilir. ama nasıl eleştiriler. yerine bir şey koymadan herkes başımıza fakih kesilir.

öncelikle bu kiitap ulemaya değil, avama yazılmıştır. dili sadedir. konuların indeksi veya içindekiler kısmı yoktur. bizim anladığımız, daha doğrusu okullarda öğretilen zihin işletim sistemimizle, dağınık olduğuna inanırız. oysa mantık örgüsünü çözmeye çalıştığımızda, bizlerin müslüman kılınması için belli bir dizayn çerçevesinde konuların ele alındığı, bazı kelimelerin hassaten seçildiği göze çarpar. latin alfabesine dönüştürülmüşünü okumaktansa, adam gibi dedemizin okuyup yazdığı islam alfabesini öğrenip, o hali üzre okumak daha keyiflidir.
bunun bir de "mızraksız ilmihal" versiyonu vardır güzel bir mehmet efe kitabıdır. okunasıdır.
miftah-ül cennet (cennetin kapısı) adı ile de meşhur olmuş; 16.yüzyılda yazıldığı tahmin edilen osmanlı dönemindeki en yaygın/meşhur fıkıh kitabı. sıbyan mekteplerinde, camilerde, köy odalarında evlerde bulunan ilmihal osmanlı toplumunda en çok okunan ezberlenen kitaplardan birisiydi. benim kanaatim, kitabı iyice okuyup tahlil etmeden osmanlı/türk toplumunun islam anlayışı, dine bakışı hakkında konuşmak eksik olur.

kitabın latince metni birçok yayınevi tarafından basılmış lakin en güvenilir olan herhalde ismail kara'nın hazırladığı dergah yayınlarından çıkan hali, osmanlıca metin ile birlikte basılmış.

bir kısım alıntılar;

----------------------------

ve tazim olunacak şeye; allahu azimü'ş-şan'ın evliyasına ve enbiyasına ve ulemasına ve ilm-i fıkıh kitaplarına ve fetva-yı şeriflere tazim edecek iken tahkir eder ise ol dahi küfürdür. ve tahkir olunacak şeye tazım; kâfirlerin âyin-i dinlerini beğenmek ve zünnarını kuşanmak ve şapka giymek ve muhabbet edip onlara el kavuşturmak gibi, bunların cümlesi küfürdür demişler.

----------------------------

[şapka giymenin küfür olduğu yüzyıllarca anlatılmış, demek ki iskilipli hoca'nın söyledikleri yeni bir mesele değil. tabi böyle bir inancın yerleştiği toplumda şapka inkılabının bu kadar kolay tamimi de üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele]
----------------------------

ve dahi bir kimse bıyıkların(ı) kırkdıkda yanında duran adam "bir şeye yaramadı'" dese küfürden korkulur, zira sünneti tahfif etmiş (hafife almış) olur.
bir kimse resûlüllah sallallâhu aleyhi ve sellem "her yemek yedikte parmağın(ı) yalardı" dese bir ahar (başka) kişi "bu edepsizliktir" dese kâfir olur.

-------------------------------

[peygamber efendimiz'e ve onun sünnetine hürmetle alakalı çok kati, kesin hükümler. ecdadın bunlara ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor. mealciler ve hadis inkarcılarının kulakları çınlasın. bu şekilde itikatte osmanlılar istikameti muhafaza etmişler. ta ki tanzimata kadar. zaten tanzimat döneminde bu ilmihal sıklıkla tenkit edilecek]

----------------------------------

ve dahi bir adam bir adamın gıybetinde bir şey söylese, yanında birisi" ne lazım gıybet etme" dese, ol adam "bu bir şey midir?" dese kâfir olur demişler, haramı istihsan ettiği (güzel gördüğü) için.

bir kimse dese ki "allah taâlâ bana cennet verirse sensiz girmezem" dese yahut "filan ile cennet'e girmeğe emr olunsam girmezem" yahut "allah taâlâ bana cennet verse dilemezin lakin dîdarın görmesin dilerim" dese bu cümle küfürdür demişler.

------------------------------------

[romatik islamcılar şok.]

------------------------------------

bir kimse bir âlime buğz etse ya söğse bir sebepsiz, onun üzerine küfürden korkulur.
bir kimse "benim ilim meclisinde ne işim var" dese yahut "âlimlerin dediğini etmeye kim kadir olur" dese (ve)ya fetvayı yere bıraksa da "nedir bu?" dese kâfir olur demişler.

-----------------------------------------

[ilme, alimler ve evliyaya verilen ehemmiyet çok yerlerde tekrarlanmış. tasavvufun izleri çokça görülüyor.]

--------------------------------------

cümle nâsın üç imamı vardır ki onları bilmek farzdır: emirde, nehiyde imamımız kur’an-ı azîmü’ş-şan, şeriatta imamımız resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem hazretleri, nizâm-ı âlemde imamımız padişâh-ı âlem-penâh hazretleridir.

-------------------------------------

[ ulu'l emre itaat de sıklıkla zikredilmiş, itikatın esaslarından birisi olarak sunulmuş. ]

-----------------------------------

bir kimse "kâfirlerin işi güzeldir" itikat etse küfürdür demişler.
bir kimse küfür söylese, bir kişi dahi gülse, gülen dahi kâfir olur. meğer gülmesi zaruri olsa, öyle olsa küfür değildir

bir kimse bir kimseye "senin dîdarın (görme ve bakışın) bana can alıcı gibidir" dese ulema bunda ihtilaf ettiler, ekseri kâfir olur demişler. zira can alıcı allah taâlâ'nın ulu meleğidir ve meleği tahfif küfürdür.

bir kimse bir adama "gel namaz kıl" dese ol da "bana namaz kılmak katı iştir" dese kâfir olur demişler.

bu kere hazreti resûl-i ekrem saadetle buyurdular ki: "ya hatun, ere varmanın dahi sevabın(ı) haber vereyim dinle: "hangi avret kim eri, allah senden hoşnut olsun dese altmış yıl ibadet etmekten yeğdir ve erine bir içim su verse bir yıl oruç tutmaktan efdaldir. erinin döşeğinden kalktığı gibi gusül eylese bin kurban etmişçe sevap bula ve helaline hile etmeden ölse onun için gökte melekler tesbih ederler. ve helali ile oynasa altmış kul azat etmeden hayırlıdır. erinin rızkını saklasa ve helalinin (kocasının) akrabasına merhamet (etse) ve beş vakit namazın(ı) kılıp orucun(u) tutsa bin kere kâbe’ye varmadan efdaldir."

ve dahi avretini şer'-i şerifin cevaz vermediği yere göndermeye. zira hazreti peygamberimiz aleyhi's-selâm hadis-i şerifinde buyurmuş ki: "bir avret güzel kokular ile namaz kılmak için mescide gelse ol avretin namazı kabul olmaz tâ ki varıp cenabetten gusül eder gibi gusül etmeyince". i̇mdi onlara, güzel rayiha ile camiye ve mescide gitmek caiz olmayınca ya dışarıya çıkıp halka görünmek için ne mertebe olmak gerek, ona göre kıyas eyle, ne kadar azaba müstahak olur.

resûlallah erin hakkı nedir?" dedi. buyurdular ki: "sen onu incitir isen allah'a âsi olursun ve namazın kabul olmaz." avret ayıttı: "dahi var mı?". resûl-i ekrem ayıttı: "hangi avret erinden destursuz dışarıya çıksa her adımı başına günah yazılır." avret ayıttı: "dahi var mı?". resûl-i ekrem ayıttı: "erine bed söz söylese kıyamette dilini ensesinden çıkaralar". ol avret ayıttı: "dahi var mı?". resûl-i ekrem buyurdu: "hangi avret ki malı ola da erinin hacetini bitirmeye, ahırette ol avretin yüzü kara ola." resûl-i ekrem buyurdu: "hangi avret erine söğse yahut karşı (söz) söylese tamu (cehennem) içinde dilinden asalar ve hangi avret cengi ve çeğaneye (çalıp oynamaya) varsa (ve)ya bir akçe verse küçük yaşından beri kazandığı sevap mahv ola ve üzerinde olan libasları davacı olup; bizi mübarek günlerde giymedi ve helaline karşı giymedi, haram yerlerde giydi dedikte hak taâlâ buyurur: böyle olan avretleri bin yıl yaksana gerektir

fatımatu'z-zehra radıyallâhu anha: "bir avret helalini incitse hali nice olur?" dedikte, "bir avret erine âsi olsa allah'ın laneti içinde kalır ta eriyle helalleşmeyince kurtulmaz. ve erinin döşeğinden kaçsa cemî-i sevabı gide. erine tekebbürlük eylese hak taâlâ ona hışm eyler. ve erine sen benim kethudamsın dese ve senden ne gördüm dese allah taâlâ ona nimetini haram eyler, erinin kanını diliyle yalasa henüz erinin hakkını yerine getirmeye. erinin desturuyla seyre çıksa erinin defterine bin günah yazılır. destur vermediği için destursuz çıkan avretleri bundan kıyas eyle".
resûl-i ekrem buyurur: “ya fatıma eğer allah taâlâ bir ehadin bir ehade (birinin başka birine) secde etmesini emir buyursa idi ben de avretin erine secde etmesini buyurur idim".

------------------------------------

[kadın erkek münasebetleriyle alakalı çoğu nakil halen günümüzde de meşhur lakin bir kısım ulema bunları artık gözardı edip kendince ictihadlar yapıyorlar. buradaki hükümlerin diyanetin yeni ilmihali ile karşılaştırılması ilginç şeyler ortaya çıkarabilir]]
---------------

ben, günlerden bir gün, berlin dünya kültürleri evi’nde mızraklı i̇lmihal’de şu yazıyor diye naklettiğimde, salondan hayret nidaları, dehşet tepkileri geldi. söylediğim şey şuydu: mızraklı i̇lmihal’de yazıyor ki; “lailaheillellah’ın ilk faydası boynu kılıçtan kurtarmasıdır.” salondakiler bunu, bu sözü boyunlarında hissediverdiler.

ismet özel.

-------------

ilmihaldeki ilgili kısım;

ve dahi imanın hükmü üçtür:
1. boynu kılıçtan kurtulur,
2. malı haraçtan (müslüman bir ülkedeki gayrı müslimlerden alınan toprak vergisi) kurtulur,
3. cesedi cehennem'de muhalled (ebedi) kalmaz, yanar ise de çıkar.