ruh adam – dertli sözlük
" burkay'ın yüreğine od düştü. yer yüzü gözüne karanlık oldu. iyi yürekli kişi idi. tanrı'ya ve insanlara karşı suç işlememişti. tapıncağa gidip tanrı'ya yalvardı. "tanrım! yüreğimdeki odu söndür" dedi.

kırk gün büyük çam ağacının yanına gitti. her gidişte açığma-kün'ü orada gördü. her gidişte içindeki ateş yalazlandı. her dönüşte tapıncakta tanrı'ya yalvardı. her yalvarıştan sonra bir daha çam ağacının yanına gitmemeye karar verdi. fakat güneşin her yeni doğuşunda kızın hasretine dayanamadı. verdiği kararı unutup çam ağacının yanına geldi. kızın yeşil ala gözleriyle büyülenip kendinden geçti"

gibi bir masalla başlayan, nihal atsız a tamamen ideolojik yaklaşan kesimin mahrum kaldığı enfes roman.
psikolojik tahliller açısından sabahattin ali'nin madonna kitabından çok çok daha üstün bir romandır, lakin atsız'ı bu şekilde "tüketebilecek" bir sağ kültürel iktidar henüz mevcut değil. içerisindeki şiirlerden birisi de aruzun geçen yüzyıldaki en başarılı örneklerinden birisidir, lakin muhteviyatını çok takdir etmem. diğer atsız romanlarında olduğu gibi mitolojik ögelere de rastlanıyor. hatta bazı dini değerler maalesef roman üslubu ile istihfaf edilmiş demek ki hem ırkçı hem de ruh adamı olmak mümkün olabiliyormuş, atsız biraz da kendi çelişkilerini ruhi git-gellerini yazmış gibi kitapta.-- spoiler --aşk dediğin oyuncak işsiz güçsüzlerin harcıdır-- spoiler --