siyasetin halkın dini yönelimlerine olan etkisi – dertli sözlük
bir türlü anlayamadığım olay.

hiç yapmadığım bir şeyi yapıp, sokak röportajı videosu izledim ve röportajda bulunan birçok insanın kendi dini tercihlerindeki yönelimlerini ve ibadetlerinin hayatlarındaki azalan yerini iktidara bağladıklarına şahit oldum.

mesela diyor ki ''beş vakit namazımı kılardım ama dini kullanan insanlar yüzünden veya iktidar yüzünden dinden soğudum.''

enteresan bir şey anlamlandırmakta zorlanıyorum. ama sonrasında şunu ekliyorlar ''günahı tamamen onların boynuna.''

hmm burada şeytan olaya dahil olmuş dedim. insanlara yerine getirmedikleri ibadetlerin sorumluluğunu başkalarına attırarak vicdan rahatlatıyor.
herkes ibadetlerinden ve işlediklerinden kendisi sorumlu. hesabını bir gün verecek. kaldı ki beş vakit namazı kılmak bizim zaten zorunda olduğumuz bir şey. ekstralardan değil yani.

neyse, konuya dönersek. gençlerin deizme veya ateizme kayması da iktidardan mış öyle diyorlar.

bende şuna düşünüyorum. bu gençlerin aileleri acaba çocuklarına anlatmıyor mu? bir zamanlar sonuçta namazlarını eda eden kimselermiş. aileleri de bu işlere yakındır.
''evladım bak bu iktidardır. gelir geçer. kimler geldi geçti. ama namazını kıl. bize en lazım olan budur. ibadetlerini aksatma. namazını vaktinde kıl.''

bilemedim. allah milletimize akıl, fikir, izzet, şuur versin.
kabiliyetler ile değil de ideolojilerle beslenen ülke siyasetlerinde görülen etkidir. dini siyasetle anlamlandırma hatası doğurur ve kangren gibi toplumu sarar. siyaset bir çıkarlar sistemi olduğundan dolayı menfaat bulamayan bireyler bu durumun olumsuz etkisini dine yıkar, menfaat bulan birey ve çevreler ise esasen bu menfaati sürdürmek için siyasetin dine hizmet ettiği sanısına kapılarak ideolojiyi yaşatır. iki türlü de yıkıcı etkidir.
halk nezdinde olumsuz sonuçlar doğuruyorsa, dinin politik bir dille takdim edilmesinden kaynaklanıyor olabilir.ama yine de #484630 şurada yazdığım gibi tam anlayamadığım bir olay. çünkü bugünkü durumun tam tersini düşünürsek; geçmişte dinini muhafaza edebilmiş, zor şartlarda onu yaşamayı ve öğretmeyi bilmiş dedelerimizi, ninelerimizi görürüz.