yazarların ilk ticaret anıları – dertli sözlük
o zamanlar daha ilkokuldaydık ve sokakta oyun oynama vaktimizin akşam ezanının okunmasıyla son bulduğu yıllardı. aynı zamanda ramazan ayındaydık ve iftara daha birkaç saat vardı. ''ne yapsak ne yapsak'' diye merdivenlere oturmuş düşünürken arkadaşlarımla aklımıza harika bir fikir geldi. evde incik boncuk ne varsa toplayıp, mahalle komşularımıza ve sokaktan geçen insanlara ''gönlünüzden ne koparsa!'' diyerek satacaktık. tabi bu ticari girişimimizi herhangi bir günde yapmıyorduk. o gecenin kadir gecesi olduğunu herkes biliyordu. i̇nsanların halis sevap kazanma niyetlerini kendi kolay para kazanma amacımıza hizmet ettirecektik. ve işe koyulduk. i̇lk başlarda durgun olan satışlarımız iftar saati yaklaştıkça hız kazandı ve tüm malları sattık. bu işte sayımızın çokluğu ve başarılı organizasyon, iş bölümü taktiklerimizin önemi büyüktü. eski sokak arkadaşlarım yeni iş ortaklarımla iftardan sonra buluşmak üzere anlaştık. tam tamına yirmi beş lira kazanmıştık. bu paraya şimdinin elli lirası desek yanlış olmaz. baharatlı krispinin elli kuruş olduğu yıllardı. hep birlikte bakkala gittik canımızın istediği her şeyi aldık. teravihe kadar bir kısmını yedik. teravihi kılınca da geri kalanını bitirdik. i̇şte bu da böyle bir anımdır. gerekli görülen açıklama: anının bütünü okunduğunda tutarsız gibi duran i̇lk başta yazdığım akşam ezanının okunmasıyla son bulan oyun vaktimizi hatırlanılan yılları betimlemek için kullandım ama bu kural ramazan haricinde geçerliydi çünkü tüm apartman komşularımızla ve mahallecek camiyi doldururduk, bu da doğal olarak gece de sokakları güvenli hale getiriyordu.
kooperatif kolu başkanı olarak 1 yıl boyunca okul kantinini işletmiştim. günlük 1 simit ve 1 meyve suyu istihkakımız vardı. kârlı bir iş değildi ama çocukken yapılan pek çok şey gibi keyifliydi.