aynı adam – dertli sözlük
i̇smet özel şiiri.

tozludur saçlarım, saçlarımdan
devrilmiş sarayların dumanları savrulur
yüzüm yanıktır
yüreğime bir karanfil sokuludur
ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
benim göğsüme göğsüme vurup durur.
ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
bahar da sürgülenir içime katranlar da
hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
beni sular
kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda
ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular
umutlu sakinlikleri
lohusalıklarıyla.

ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
kökten dallara yürüyen sular gibi
yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne
yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir
dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye
torna tezgahlarında demir.

yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen
yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri
kanla dolar pazuları tarladakinin
hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki
gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm
yağlı kasketimin kıyısında nar çiçekleri.

aynı adam ekim günlerinden beri gümbür gümbür gelirim
teneke damların üstüne safi sinirden doğan güneş
portakallar fırlatarak parlıyor benim adımlarımla
anladım neden yorgunluk
gülümserlik getiriyor insana
hayatın bana başat
bana avrat oluşunu öğrendim
işçiler bunu kurşunlanarak öğrendi
on beşinde bir arkadaş
inancını savunurken yargıca
anladı bulana durula akmakta olan şeyi.

yürüyorum
azarlanıyorum fışkıran başaklarla
iki bomba gibi taşıyorum koltuğumda ki bir çift somunu
hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından
gözlerim nemli değil.
gözlerim namlu.
bundan yaklaşık bir ay önce düzenlenen kocatepe gençlik fuarının son gününde metin karabaşoğlu'nun sohbeti vardı. program geç saatte bittiği için bütün gün gitsem mi gitmesem mi diye düşünürken sevgili aynı adam'da katılacağını beni de eve bırakabileceğini söyledi. programa gittik, dinledik, metin hocamla sohbet ettik ve artık yolculuk vakti gelmişti. iyilikhane ekibinden birkaç arkadaşla birlikte bizi sırasıyla evimize bıraktı güzide yazarımız. 5 kişi kısa ankara yolculuğunda mümkün sohbetlerin en güzelini yapmıştık. benim için makam arabası programı gibi olmuştu. konuşmalar arkadan gelen radyo müziğiyle eşsiz bir hal aldı. aynı adam'la eski günlerden(*), birlikte katıldığımız programlardan bahsettikçe daha da güzelleşiyordu. unutamayacağım günlerden biri oldu benim için. bu metni yazarken bile hala o mutluluğu hissedebiliyorum. değerli yazarımızın allah gönlüne göre versin, işlerini rast getirsin, yar ve yardımcısı olsun. tekerine taş değdirmesin. (*) (*)
kimsenin özel'den daha güzel okuyabileceğine inanmadığım şiir. solculuk zamanlarından kalan...https://www.youtube.com/watch?v=9qauwjbrevm&t=48s
ismet özel'in okuyuşuna şöyle bir edit yapmışlar:https://soundcloud.com/kofiakofo/ismet-ozel-ayni-adam-kofiakofo-edit