dunya'da var olan, turkiye'ye de geliyor eninde sonunda. amerika'da, 70'lerde polis, gay barlarina baski yapinca ona karsi protestolar oluyor, ve sanirim her sene haziran ayinda tekrarlayan gosteriler oradan koken aliyor. amerika ordusunda onceden homoseksueller kabul edilmezken, sonradan eger gizli yapiyorsan kalabilirsin gibi bir izin veriliyor ve en sonunda tamamen serbest oluyor. ayni cinsten evlilige onceden bazi eyaletler izin verirken, lobi faaliyetleri sonucu 2015 haziraninda tum amerika'da serbest hale geliyor. neden ornek olarak amerika diyorum, cunku tarihsel olarak olaylarin nasil ilerledigini gormek, isin mantigini anlamak acisindan onemli. merak eden daha ayrintili arastirabilir. demek istedigim, batidan bir akim geliyor ve biz bu akima, musluman zihniyeti olarak ne kadar haziriz? musluman akli ile degerlendirmemiz ne olacak, ne tepki koyacagiz, nasil yaklasacagiz? temel bir mantik kurmamiz gerekiyor. once kafamizda, anlamini oturtmamiz lazim olan seyin. bir musluman mantigi oturtmayip davranis belirlemezsek, bocalayacagiz gibi duruyor. yarin birgun gencler arasinda yayginligi artarsa, insanlar 'cinsel tercihlerini' artik cekinmeden ve bazen herkesin gozune batirarak ilan ederse ne yapacagiz? planimiz nedir? siddet, cozum degil. her siddet dalgasi, veya saldiri, grubu daha fazla kenetlemis, eline arguman verip guclendirmis. musluman zekasi ve feraseti ile, hem var olan seyi kafamizda oturtmamiz, hem de onlara nasil yaklasacagimizi bilmemiz lazim. bu yuzden, musluman akli ile dusunebilen bilgili ve akilli kimselerin gorusune ihtiyac var. bazi ilkeler koyabiliriz. mesela, gunahtan dolayi gunahkari asagilamamak gibi.hosgoru olacak ama hosgoru kesinlikle gunahi onaylama ve mesrulastirmaya kacmayacak.insana insan oldugu icin deger verilecek gibi. ne gibi argumanlar var, sorunlar nereden kaynaklaniyor ve musluman cercevesinde cozumler neler olabilir bunlara kafa yormak lazim vesselam...
(bkz:lgbt)
bunun bir tercih değil sapkınlık olduğunu anlatmakla başlamalıyız.
karşımızdaki inançlıysa veya çocuksa önce allahın adaleti merhameti anlatılmalı sonrasında hz.lut un kavminin başına gelenler.
bu doğal bişey olsa bi kavmi allah helak eder mi? diye sormalıyız. helakın şiddetli olduğunu belirtip suçun büyüklüğünü hissettirmeliyiz.
bunun biyolojik zararlarından bahsederek korkutmalıyız sonra, cinsel yolla bulaşmış hastalıklara sahip kişilerin fotoğrafları gösterilebilir.
topluma ve aile yapısına verdiği zararla devam etmeliyiz.
peki neden onlar böyle yapıyora izahımız;
çünkü yapılarını bozdular, kadın fıtratı ve erkek fıtratı ayrıdır, birbirleri gibi davranmaya başladılar, giyinmeye başladılar ne olduklarını karıştırdılar hisleri de karman çorman oldu.
çünkü her türlü lezzeti hazzı gençlikten itibaren yaşadılar iç huzuru bulamadıkları için yeni yollar deniyorlar.
çünkü medya onlara bunu normalleştirdi, yüzlerce 25. kare örneği bulup gösterebilirsiniz internetten, dizilerdeki yumuşak karakterleri, aşkın sevginin özgürce yaşanması gerektiği vurgusunu, sınırları kaldırma mottolarını...
...
son olarak allahın lanet ettiği bir meseleyle iligli hoşgörülü falan olmamalıyız. gidip insanlara saldırmaya hakkımız yok şuanki hukuk devletinde lakin onları meşru gösterecek, aman canım imasını içinde barındıran en ufak bir cümle mazallah allah'ın ayetine muhalefet olur, allahın lanetlediğini sevmek, normal görmek haddimiz değil.
en az dinler arası diyalog kadar tehlikeli müslümanlar için bunlara hoşgörüyle yaklaşmak.
karşımızdaki inançlıysa veya çocuksa önce allahın adaleti merhameti anlatılmalı sonrasında hz.lut un kavminin başına gelenler.
bu doğal bişey olsa bi kavmi allah helak eder mi? diye sormalıyız. helakın şiddetli olduğunu belirtip suçun büyüklüğünü hissettirmeliyiz.
bunun biyolojik zararlarından bahsederek korkutmalıyız sonra, cinsel yolla bulaşmış hastalıklara sahip kişilerin fotoğrafları gösterilebilir.
topluma ve aile yapısına verdiği zararla devam etmeliyiz.
peki neden onlar böyle yapıyora izahımız;
çünkü yapılarını bozdular, kadın fıtratı ve erkek fıtratı ayrıdır, birbirleri gibi davranmaya başladılar, giyinmeye başladılar ne olduklarını karıştırdılar hisleri de karman çorman oldu.
çünkü her türlü lezzeti hazzı gençlikten itibaren yaşadılar iç huzuru bulamadıkları için yeni yollar deniyorlar.
çünkü medya onlara bunu normalleştirdi, yüzlerce 25. kare örneği bulup gösterebilirsiniz internetten, dizilerdeki yumuşak karakterleri, aşkın sevginin özgürce yaşanması gerektiği vurgusunu, sınırları kaldırma mottolarını...
...
son olarak allahın lanet ettiği bir meseleyle iligli hoşgörülü falan olmamalıyız. gidip insanlara saldırmaya hakkımız yok şuanki hukuk devletinde lakin onları meşru gösterecek, aman canım imasını içinde barındıran en ufak bir cümle mazallah allah'ın ayetine muhalefet olur, allahın lanetlediğini sevmek, normal görmek haddimiz değil.
en az dinler arası diyalog kadar tehlikeli müslümanlar için bunlara hoşgörüyle yaklaşmak.
dünyada yayılan bu nedenle türkiye'de de hızla yayılan cinsiyetsizleştirme projesinin genel adı.
bu soruna bakış açımız, kişinin durumuna göre değişir.
sorunun temelinde iki etken var:
1- psikolojik
2- biyolojik
1- psikolojik etken 25 kare tekniği, propaganda metodları ile psikolojik bir baskı sonucu kişileri lgbti eğilimli bireyler haline getirmek gibi bir amacın sonucu. bu iş üzerine çalışan bir topluluk var. topluluk film, dizi vs birçok kanalla bu sorunu kişilere empoze ediyor. kişiler zamanla lgbti eğilimli bireyler haline geliyor. bu nedenle film, dizi vs gibi medya yollarına çok dikkat etmek ve bu konuda uyarmak öncelik olmalı. yeni dünya düzeninin yeni bireyleri olarak planladıkları lgbti bireyleri yaygınlaştırmak isteyen bir topluluk bu konuda çok sıkı çalışıyor.
2- biyolojik etkene birden fazla değerlendirme gerekli. insanlar hormonal bozukluktan dolayı, lgbti olabilir. bu durumda tedavi olması ve normal yaşama dönmesi öğütlenmeli. başka bir şey elden gelmez. daha önceden biyolojik olarak böyle vakalar varmış. günümüzde son yüzyılda yaşanan teknolojik gelişmeler ve gıda teknolojisinden değişik yaklaşımlar, bu biyolojik etkeni körükledi. günümüzde zannettiğimizden fazla birey hormon bozukluğu yaşıyor. hormon bozukluğunun da yine hem psikolojik bazı nedenleri var, hem de doğuştan gelen bazı nedenler.
bu iki ayrım çok önemlidir. karşımızda psikolojik bir etken mi söz konusu, yoksa biyolojik bir durum mu var, bunu bilmemiz lazım.
psikolojik etken terapi ve doğru yaklaşımla düzeltilir ama biyolojik bir sorunsa bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
en önemli husus, fıtratı ön plana çıkarmaktır. insanın yaratılışını. insan, kadın ve erkek olarak yaratılmıştır. normal olan budur. lgbti ise anormal bir vakadır. günümüzde, bu akımı yaygınlaştıran odak, bu anormalliği normalleştirme üzerine çalışıyor. hem tıpta hem de çeşitli psikoloji kliniklerinde bu işle ilgili çalışmalar yaptırtıyor. aynı zamanda medya ayağı da film, dizi gibi birçok çalışmalar yaparak psikolojik eşiği aşağı çekiyor. esas mücadele bireyleri şeytanlaştırmadan bu normalleştirmeye engel olabilmek. günah kavramı ve lut kavmi örnekleri pek sonuç vermez. tavsiye etmiyorum. çünkü bu bireyler bu eşiği çoktan aşmış. burada en önemli kavram fıtrat. fıtratı ön plana çıkarmak gerekiyor.
bu soruna bakış açımız, kişinin durumuna göre değişir.
sorunun temelinde iki etken var:
1- psikolojik
2- biyolojik
1- psikolojik etken 25 kare tekniği, propaganda metodları ile psikolojik bir baskı sonucu kişileri lgbti eğilimli bireyler haline getirmek gibi bir amacın sonucu. bu iş üzerine çalışan bir topluluk var. topluluk film, dizi vs birçok kanalla bu sorunu kişilere empoze ediyor. kişiler zamanla lgbti eğilimli bireyler haline geliyor. bu nedenle film, dizi vs gibi medya yollarına çok dikkat etmek ve bu konuda uyarmak öncelik olmalı. yeni dünya düzeninin yeni bireyleri olarak planladıkları lgbti bireyleri yaygınlaştırmak isteyen bir topluluk bu konuda çok sıkı çalışıyor.
2- biyolojik etkene birden fazla değerlendirme gerekli. insanlar hormonal bozukluktan dolayı, lgbti olabilir. bu durumda tedavi olması ve normal yaşama dönmesi öğütlenmeli. başka bir şey elden gelmez. daha önceden biyolojik olarak böyle vakalar varmış. günümüzde son yüzyılda yaşanan teknolojik gelişmeler ve gıda teknolojisinden değişik yaklaşımlar, bu biyolojik etkeni körükledi. günümüzde zannettiğimizden fazla birey hormon bozukluğu yaşıyor. hormon bozukluğunun da yine hem psikolojik bazı nedenleri var, hem de doğuştan gelen bazı nedenler.
bu iki ayrım çok önemlidir. karşımızda psikolojik bir etken mi söz konusu, yoksa biyolojik bir durum mu var, bunu bilmemiz lazım.
psikolojik etken terapi ve doğru yaklaşımla düzeltilir ama biyolojik bir sorunsa bizim yapabileceğimiz bir şey yok.
en önemli husus, fıtratı ön plana çıkarmaktır. insanın yaratılışını. insan, kadın ve erkek olarak yaratılmıştır. normal olan budur. lgbti ise anormal bir vakadır. günümüzde, bu akımı yaygınlaştıran odak, bu anormalliği normalleştirme üzerine çalışıyor. hem tıpta hem de çeşitli psikoloji kliniklerinde bu işle ilgili çalışmalar yaptırtıyor. aynı zamanda medya ayağı da film, dizi gibi birçok çalışmalar yaparak psikolojik eşiği aşağı çekiyor. esas mücadele bireyleri şeytanlaştırmadan bu normalleştirmeye engel olabilmek. günah kavramı ve lut kavmi örnekleri pek sonuç vermez. tavsiye etmiyorum. çünkü bu bireyler bu eşiği çoktan aşmış. burada en önemli kavram fıtrat. fıtratı ön plana çıkarmak gerekiyor.
lgbt'li vatandaş!herşeyden önce yaşam hakkına saygı duyuyorum fakataranızdakilerin itici davranışlarınadünyanın tek sorunu sizlermiş gibi hareket etmenizecinsel kimlik odaklı bir yaşam sürmenizebiseksüellik gibi sapkın bir yönelimi meşrulaştırılmasınaeşcinsellik adı altında din karşıtlığı yapmanıza "her insanda eşcinsellik içgüdüsü vardır" diyerek anormal yaşam tarzınızı genelleştirmeyelgbt'yi trend bir yaşam tarzıymış gibi göstererek, ergenlik çağındaki gençlere eşcinselliği dayatmanıza saygi duymuyorum
dünya'da ekonomiyi ve siyaseti batıran küresel güç odaklarının bu yaptıklarının ortaya çıkmaması için halklara çok özgürlükçüymüş gibi dayattığı iğrençliklerden bir tanesi.
https://www.youtube.com/watch?v=gnajvcbdurm
(*) "cesur yeni dünya kitabıyla tanıdığımız aldous huxley’in üzerine dikkatle düşünmemiz gereken bir sözü var:
“politik ve ekonomik özgürlük azaldıkça, cinsel özgürlük talebi bu azalışı telafi etme eğilimindedir.”
huxley’in bu bakış açısıyla paralel bir şekilde, günümüzde de ekonomik ve politik olarak insanlığı baskı altına alan en büyük kurumlar ve figürler, aynı zamanda “cinsel özgürlük”, ya da lgbt aktivizminde en önde yer almaktalar".(*)
https://www.youtube.com/watch?v=gnajvcbdurm
(*) "cesur yeni dünya kitabıyla tanıdığımız aldous huxley’in üzerine dikkatle düşünmemiz gereken bir sözü var:
“politik ve ekonomik özgürlük azaldıkça, cinsel özgürlük talebi bu azalışı telafi etme eğilimindedir.”
huxley’in bu bakış açısıyla paralel bir şekilde, günümüzde de ekonomik ve politik olarak insanlığı baskı altına alan en büyük kurumlar ve figürler, aynı zamanda “cinsel özgürlük”, ya da lgbt aktivizminde en önde yer almaktalar".(*)
bildiğiniz terör örgütü.toplumun köküne dinamit yerleştirmeyi hedefleyen, i̇slam'ı hedef alan, dışardan fonlanan terör örgütleri.en azından ülkemizde hepsinin toptan kapatılıp yasaklanması gerek.
havle kadın'ın yayınladığı bildiriden sonra konuyla ilgili hazırladığım taze çizimim:
buyurunuz
çizim referansı:
اِنَّا جَعَلْنَا فٖٓي اَعْنَاقِهِمْ اَغْلَالاً فَهِيَ اِلَى الْاَذْقَانِ فَهُمْ مُقْمَحُونَ
وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ اَيْدٖيهِمْ سَداًّ وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَداًّ فَاَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ
biz onların boyunlarına çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik, bu yüzden kafaları yukarı kalkık
durmaktadır.
onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.(yasin suresi 8 ve 9. ayetler)
buyurunuz
çizim referansı:
اِنَّا جَعَلْنَا فٖٓي اَعْنَاقِهِمْ اَغْلَالاً فَهِيَ اِلَى الْاَذْقَانِ فَهُمْ مُقْمَحُونَ
وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ اَيْدٖيهِمْ سَداًّ وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَداًّ فَاَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ
biz onların boyunlarına çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik, bu yüzden kafaları yukarı kalkık
durmaktadır.
onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.(yasin suresi 8 ve 9. ayetler)
sadece cinsiyetsizlerin değil; belki de daha çok cinsiyetsizlere hoşgörüyle yaklaşılmasını savunanların desteklediği bir örgüt. bu örgütün içinde mehmetler, ayşeler, fatmalar, ömerler var.
diyorlar ki; içinde bulunduğun dünyanın gerçekleri bu, insan hakkı, özgürlük, kişi dilediğini yapabilir, bu seni ilgilendirmez, sen git kendi inancını yaşa vs. …
bu zehirli söylemler gafil kalplere öyle işliyor ki böyle bir cereyana kapılan her kişi en tabi zevk ve estetik duygularını dahi kaybedip uzaktan kumandalı bir robota dönüşüyor. hayasızlığı, pisliği ve hırpaniliği bir modaymış gibi yaşamaya meylediyor. şahsiyetlerini ayaklar altına alarak kendilerini kumanda edenlerin tabi bir kölesi haline dönüyorlar. sefaletlerini özgürlük zannediyorlar…
alt kattakiler gemiyi deliyorlar; üst kattakiler de buna engel olmak isteyince “karışmayın bu bizim en tabi hakkımız” diyorlar. bilmiyorlar mı ki gemi batarsa herkes ölecek. ashabu’s sebt kavminin başına gelenleri bilmiyorlar mı? hiç değilse böyle bir kavmin varlığına iman edenlerin her daim lgbt’nin karşısında duracağını bilmeliler.
hira mağrası çocukları, olimpos dağı çocuklarına çok heves ediyor. biz onları dönüştüreceğimize onlar bizi dönüştürmeye başladı. ne yapılmalı bilemiyorum. belki de morpheus’un kırmızı hapına ihtiyacımız var.
“+gerçekleri görmeni engellemek için gözlerinin önüne çekilen bir dünya bu.
-ne gerçeği?
+bi köle olduğun gerçeği neo.”
diyorlar ki; içinde bulunduğun dünyanın gerçekleri bu, insan hakkı, özgürlük, kişi dilediğini yapabilir, bu seni ilgilendirmez, sen git kendi inancını yaşa vs. …
bu zehirli söylemler gafil kalplere öyle işliyor ki böyle bir cereyana kapılan her kişi en tabi zevk ve estetik duygularını dahi kaybedip uzaktan kumandalı bir robota dönüşüyor. hayasızlığı, pisliği ve hırpaniliği bir modaymış gibi yaşamaya meylediyor. şahsiyetlerini ayaklar altına alarak kendilerini kumanda edenlerin tabi bir kölesi haline dönüyorlar. sefaletlerini özgürlük zannediyorlar…
alt kattakiler gemiyi deliyorlar; üst kattakiler de buna engel olmak isteyince “karışmayın bu bizim en tabi hakkımız” diyorlar. bilmiyorlar mı ki gemi batarsa herkes ölecek. ashabu’s sebt kavminin başına gelenleri bilmiyorlar mı? hiç değilse böyle bir kavmin varlığına iman edenlerin her daim lgbt’nin karşısında duracağını bilmeliler.
hira mağrası çocukları, olimpos dağı çocuklarına çok heves ediyor. biz onları dönüştüreceğimize onlar bizi dönüştürmeye başladı. ne yapılmalı bilemiyorum. belki de morpheus’un kırmızı hapına ihtiyacımız var.
“+gerçekleri görmeni engellemek için gözlerinin önüne çekilen bir dünya bu.
-ne gerçeği?
+bi köle olduğun gerçeği neo.”
köşe yazısı
gerçekten de o kadar yoğun propaganda yapıyorlar ki gençlerimizi korumak çok daha zor hale geldi. bu lgbt lobisi tüm sosyal medyayı ele geçirdiği gibi malesef dizi ve film sektörü de onların elinde.onlara bu topraklardaki zihinleri teslim etmeyeceğiz.elimizden ne geliyorsa sonuna kadar yapacağız.
gerçekten de o kadar yoğun propaganda yapıyorlar ki gençlerimizi korumak çok daha zor hale geldi. bu lgbt lobisi tüm sosyal medyayı ele geçirdiği gibi malesef dizi ve film sektörü de onların elinde.onlara bu topraklardaki zihinleri teslim etmeyeceğiz.elimizden ne geliyorsa sonuna kadar yapacağız.
