7 haziran 2015 milletvekili genel seçimleri – dertli sözlük
i̇lk önce kamu spotu: 7 haziran 2015 pazar günü tüm yurtta ve kırşehir'de 8.00-17.00
saatleri arasında cereyan edecek hadise. oy kullanalım.

gelelim seçim analizine;
diğer seçimlerden çok farklı olmayacak öncelikle. her seçim öncesi vaat edildiği üzere bir milat, yeniden doğuş, yeniden şahlanış, diriliş vs. olmayacak, gaza gelmeyelim. en nihayetinde ülkeyi yönetecek adamları seçiyoruz, ama şurası da sabit ki onlar biz değişmeden asla değişmeyecek, onun için sakin olalım. ama şöyle de bir gerçek var ki: türkiye'de yapılan seçimler hiçbir zaman sadece türkiye'yi
ilgilendiren seçimler olmayacaktır.

bu seçimde önemli olan tek husus hdp'nin barajı geçip geçemeyeceği, geri kalan az çok belli zaten. benim tahminim hdp yüzde 9.8 ile baraj altında kalacak, barajı geçeceklerine inanmıyorum açıkçası. eğer hdp barajı geçer de akp yüzde kırk beş altında kalırsa ne olacağı belli olmaz; koalisyon savaşları, erken seçim hamleleri,
tartışmalar, kabine pazarlıkları başlar ki bu son on senedir hiç de alışık olmadığımız bir şey. yani koalisyon kötüdür.
son birkaç seçimde olduğu gibi bol bol uhut savaşı, okçular tepesi vb benzetmelerle propagandası yapılmış seçimdir. evet belkide netice itibari ile ayağı yer tutmuş, ganimet derdine düşen müslümanlara kendine gel ayarı verilmiş olabilir. ama seçim meydanları okçular tepesinden ziyade ukaz panayırını andırıyordu. üsküdar meydanından geçenlerce malumdur ki herkes kendi malını satmaya çalışıyordu, hem de şarkılar şiirler eşliğinde.en güzel şiir de kiminse bir sonraki seçime pardon panayıra kadar kabe'nin duvarında asılı kalıyordu, pardon pardon tapındıkları şeyleri sergiledikleri neydi adı bilbordlarda...sanki üsküdar meydanı cahiliye devrine göre yeniden restore ediliyordu da bir kuss bin saide eksikti halka hitap eden.
olsaydı şöyle derdi muhtemelen;

“ey insanlar!

geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız!

yaşayan ölür, ölen fenâ bulur, olacak olur. yağmur yağar, otlar biter; çocuklar doğar, anaların babaların yerini tutar. sonra hepsi mahvolur gider. vukuâtın ardı arkası kesilmez; hepsi birbirini tâkib eder.

dikkat edin, söylediklerime kulak verin! gökten haber var; yerde ibret alacak şeyler var! yer­yü­zü se­ril­miş bir dö­şek, gök­yü­zü yük­sek bir ta­van. yıldızlar yürür, denizler durur. gelen kalmaz, giden gelmez. aca­bâ var­dık­la­rı yer­den memnûn ol­duk­la­rı için mi ora­da ka­lı­yor­lar; yok­sa alı­ko­nu­lup da uy­ku­ya mı da­lı­yor­lar…

yemin ederim, allâh’ın indinde bir dîn var ki, şimdi bulunduğunuz dînden daha sevgilidir.

ve allâh’ın gelecek bir peygamber’i var ki, gelmesi pek yakındır. o’nun gölgesi başınızın üzerine düştü. ne mutlu o kimseye ki, o’na îmân edip de, o dahî ona hidâyet eyleye! vay o bedbahta ki, o’na isyân ve muhâlefet eyleye!

yazıklar olsun ömürlerini gaflet içinde geçiren ümmetlere!

ey insanlar!

gafletten sakının! her şey fânîdir, ancak cenâb-ı hak bâkî’dir. birdir, şerîk ve nazîri yoktur. i̇bâdet edilecek yalnız o’dur. o doğmamış ve doğurmamıştır.

evvel gelip geçenlerde bizler için ibretler çoktur.

ey i̇yâd kabîle­si! ha­ni ba­ba­la­rı­nız ve de­de­le­ri­niz? ha­ni mü­zey­yen kâ­şâ­ne­ler ve taş­tan hâ­ne­ler ya­pan âd ve se­mûd? ha­ni dün­yâ var­lı­ğı­na mağ­rûr olup da kav­mi­ne hi­tâ­ben «ben si­zin en bü­yük rab­bi­ni­zim.» di­yen fi­ra­vun ve nem­rud?

bu yer, on­la­rı de­ğir­me­nin­de öğüt­tü, toz et­ti. ke­mik­le­ri bi­le çü­rü­yüp da­ğıl­dı. ev­le­ri de yı­kı­lıp ıs­sız kal­dı. yer­le­ri­ni şim­di kö­pek­ler şen­len­di­ri­yor. sa­kın on­lar gi­bi gaf­let et­me­yin. on­la­rın yo­lu­ndan git­me­yin. her şey fâ­nî, an­cak ce­nâb-ı hak bâ­kî’­dir.

ölüm ırmağının girecek yerleri var, ama çıkacak yeri yok!.. küçük büyük herkes göçüp gidiyor. herkese olan bana da ola­caktır.” (beyhakî, kitâbü’z-zühd, ii, 264; i̇bn-i kesîr, el-bidâye, ii, 234-241; heysemî, ix, 418)

hala okçular tepesi evet tabi. fal okçuları, pardon anket anket...yüzde kaç?
ben bir de hendek savaşı benzetmesi, ahzap suresi çıkışı bekliyordum ama geç kalındı. olası erken seçime saklıyorlar galiba. koalisyon umudu varsa demek...
--- iktibas ---

biz biraz mürekkep yalamış türkler kolaylıkla kendi milletimiz hakkında keyfimize uygun fikirler üretip bunların doğruluğunda ısrar hususunda; kendi milletimiz adına ahkam kesip tersi vuku bulduğu zaman halk çoğunluğunu kabahatli sayma hususunda bütün öteki milletlerin okumuşlarından epey ileriyiz. kendi payıma ben eğilim ve isteklerimin başkalarının siyasi tavırlarında belirmesini beklemeyecek kadar "büyüdüm". bu yetişkinlik içinde bütün seçimlerin sonuçlarından bir şeyler öğrenmeyi tercih ederim, seçim öncesinde ve sonrasında birilerine siyasi tavır önerme bilgiçliğin değil.

--- iktibas ---

(yaradı mı, yaramadı mı?) / ismet özel
(1986)
ülkenin başına milletin kendi elleriyle getirdiği bela hdp ,bu gün tarihe islam dünyasının umutlarının yıkıldığı gün olarak yazılsa yeri,haçlı dünyasının bayram ettiği seçim,"la repubblica: selahaddin eyyübi durduruldu"