islam ve bilim hakkında sorular – dertli sözlük
islam ve bilim birbiri ile uyum gösterir mi? islam, bilime sınırsız bir özgürlük mü sağlar yoksa sınır çizer mi? mesela sen klonlama yapamazsın der mi?islam, bilimi teşvik eder mi? ederse ne derece teşvik eder? cübbeli ahmet hoca'nın dediği gibi uzay konusunda mesela bu kadar masrafa gerek yok der mi? bilimde 'fuzuli' tanımı ne zaman başlar? bilimsel araştırma yaparken, dini ve kuranı zihnimizin neresine koymalıyız? başlangıç noktamız mı olacak, atıfta bulunduğumuz kaynak mı, dışında mı bırakacağız tamamen? not: sözlük formatına uygun görülmeyen bir başlık açmış olabilirim, gereğinde silinebilir.
bu sorularin cevabi yazinsal olarak uzun sürer o vakadar vaktim pek yok ama şunu söylemek isterim; bilim nassla çelişmediği sürece hiç bir sıkıntı teşkil etmez eğer sınırın dışına cıkarsa kesinlikle merduttur.
1. nas'dan kasıt nedir? hangi nas ile çelişmemesi lazım?2. ondan önce sorulması gereken, bilim nas ile çelişir mi? çelişiyor ise sorun bilimde midir? 3. bilimi de, allah'ın doğa, canlı, uzaya yazdığı ayetlerin okunması olarak düşünürsek, böyle bir çelişme ihtimal dahilinde midir?
islam ve bilim arasındaki ilişkiyi öğrenmek için sorulan sorular. islam, bilimle çelişir. islam ilimle çelişmez. bilim ve ilim farklı kavramlardır. bilim, bugün avrupa'da doğan ve yaratıcıya meydan okumayı ve her fırsatta bunu kendine ve başkalarına dayatmayı düstur edinmiş bir bilgi dağarcığıdır. ilim ise yaratıcıyı aramayı kendine düstur edinmiş bir bilgi dağarcığıdır. burada ince ayrıntı, bilim felsefesidir. bilimin bugünki anlayışta icra edilmesinin sebebi bu felsefedir.

bilim felsefesi, herhangi bir yaratıcı tanımadan kainatı ve bilim düşüncesini inceler. hatta yaratıcı düşüncesine meydan okumayı hatta o düşünceyi yeryüzünden silmeyi kendine vazife bilmiştir. bunun en büyük ispatı higgs bozonunun bulunması çalışmalarını motive eden en büyük etken, yaratıcı varlığı düşüncesinin gereksiz olduğunun ispat edilmesi gayretidir. bu motivasyonu bu çalışmayı başarıyla sonuçlandıran bilim adamlarının çalışmanın sonucunda yaptıkları açıklamalardan anlarız. aslında modern bilimin mottosu "her şeye meydan oku" sloganıdır. bu nedenle bilimin islam ile alakası yoktur. islam'ın ilimle ilişkisi vardır. ayrıca bilim, nefsi tatmin çabasıyken, ilim faydalı olma gayretidir. bilimin nefsi tatmin çabasının ispatı, patent çalışmaları ve nobel ödülleridir.

sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. modern bilim ve onun fikir yapısını oluşturan bilim felsefesinin çarpık anlayışı nedeniyle islam ile alakası yoktur. ilim ise bize kur'an'da da tavsiye edilen bir hazinedir.
bilim felsefesinin tanımlarında 'yaratıcı tanımadan' gibi bir ifade geçmez. 'yaratıcıya meydan okuma' ve 'yeryüzünden silme' hiç geçmez. tdk'da da ilim ve bilim eş anlamlı olarak geçer. o halde bilim felsefesi ve bilim hakkındaki görüşleriniz, subjektiftir. higgs, değerli bir bilimadamıdır. müslümanlarca sevilmesi için, 2004 yılında kendisine verilecek fizik alanında çok önemli bir ödülü, israil cumhurbaşkanının elinden almaya kudüs'e gitmemiştir, çünkü israil'in filistin işgaline tepkisini ortaya koymuştur, demek mi lazım? higgs bozonunun 'tanrı parçacığı' olarak isimlendirilmesini istememiştir, çünkü dindar kimseleri rencide edebileceğini düşünmüştür (kendisi ateist olduğu halde).'bilim nefis tatmin çabasıdır' ifadesine gelince, ömrünü bilimle geçirmiş kimseleri çok mütevazı kimseler olarak gördüm genel olarak. ün için yapanlar elbet olabilir ama, bir makale çıkarmak, binlerce proteinden sadece birinin belli bir kısım işlevini bulabilmek için aylar-seneler laboratuarda uğraşmak gerekir iken, bilimi nefsi tatmin aracı olarak görmek, şahsen, aklıma mantığıma pek uymuyor. motto, o kesimce kabullenilip dillendirilen, bir nevi slogan haline gelen cümlelere denir. dışardan biri, o kesime motto veremez tabiri caiz ise. mottonun anlamına terstir çünkü. motto olabilecek cümlelere ansiklopedilerde çok kolay rastlayabilirsiniz. bilimle alakalı 'herşeye meydan oku' diye bir motto ne okudum ne de duydum. bir kaynak gösterebilirseniz cahilliğimi kabul edeceğim. patent ve nobel tamamen ayrı ve geniş başlıklar altında tartışılabilecek mevzulardır. bireysel örnekleri, kendi şartlarında incelemek lazım. bilimsel araştırma, sonuçta para isteyen bir iştir. öte yandan, yahudi bir aileden gelen 'bilimadamı' jonas salk, 1955 yılında, 7 yıllık emek sonunda çocuk felci aşısını geliştirmiş, 1990 yılına kadar yapılan aşılar ile yaklaşık 500.000 çocuğun çocuk felci olmasını önlemiştir. aşının daha çok kimseye ulaşması için patent almamıştır, eğer patent almış olsa idi, tahmini olarak 7 milyar dolarlık bir servet sahibi olacaktı. tıbbın 'nobel' ödülü sayılan lasker ödülüne layık görülmüştür. 1. kuran'da tavsiye edilen 'ilim' nasıl yapılır?2. peygamberimiz, bugünkü 'bilim'i, islam'a aykırı diye reddeder miydi?3. abbasiler döneminde, bağdat bilim ya da ilim merkezi idi. burada müslümanlar ve diğer kimseler birlikte bilim-ilim üretiyorlardı. bunları nasıl ayırabiliriz? hangisini alıp hangisini atacağız?4. yine abbasiler döneminde, 900-1000 li yıllarda bağdat, dünyanın bilim ya da ilim merkezi iken, harıl harıl antik yunan çevirileri yapılıyordu, ki onlar sayesinde bu eserler günümüze ulaştı. antik yunanda, bize uygun biri tanrı inancı yoktu ve onların ürettiklerinin de 'murdar' olması gerekmez miydi? ki, belki müslümanların bilimsel yükselişinin temelini de o bilgiler oluşturmuştu. 'kuran'dan yola çıkmadıkları' için o dönemin alimlerine ne demek icap eder?
nass' dan kastım kur'an ve sünnetdir.islam bilimle çelişmez.bilim için teşvikte dahi bulunur.fuzuli dediğimiz şey ise kisiye ve ümmete faydasiz seylerdir ayrica bu noktada kisinin fuzuli seyleri terketmesi muslumanliginin guzelligindendir hadisinide hatirlayalim.
bilim felsefesinden bir konuya değinelim. tanımlardan yola çıkmak yanıltır.

bilimsel bilgi edinme metotları nelerdir?
1- deney
2- gözlem
3- akıl

şimdi soralım:
her üç yöntemle de elde edemeyeceğimiz bir bilgiyi nasıl kabulleneceğiz?

bilim felsefesine göre bu sorunun cevabı basittir. her üç yöntemle de elde edilmeyen bir bilgi mevcut değil demektir. yani böyle bir bilgi yoktur. böyle bir varlık da yoktur. burada bir müslüman bilim felsefesine göre sonuç çıkarabilir mi?

harvard ya da mit'i de inançlarınızdan bahsettiğiniz zaman ya bilimle alakanız olmadığı düşünülür, ya da delirdiğinize hükmedilir. yaratılış görüşüne inanıyor diye harvard'dan uzaklaştırılan profesör olduğunu biliyorum.

bilim, bilmek kökünden gelir. ingilizce karşılığı "science" dır. ilim kök halinde bir kelimedir. ingilizce karşılık verecek olursak "enlightenment" ya da "wisdom" 'dır. ama her iki kelime de tam manasıyla karşılamaz. bilim, salt aklın ürünüdür.
ilim ise kalbin ve aklın koordineli çalışması ile elde edilir.

bilim nefsi tatmin çabasıdır. bunu sadece para gibi maddi bir olgu olarak düşünmeyelim.
peki başka nasıl bir nefsi tatmin çabası olabilir?
mesela övülmek ya da tarihe adını yazdırmak için bilim yapmak. bunun için sınırları zorlamak. sınır demişken. buna da bir açıklık getirelim.
peki sınır ne?
insan için fıtrat. eşya için eşyanın tabiatı.
birer örnekle açıklayalım.
fıtrat için:
siz insan genomu üzerinde bir çalışma yapıyorsunuz. insan gen zincirinde bir genin tüm insanlık için zararlı bir sonucu olduğunu tespit ettiniz. tabi burada zarar size göre. yani zarar tanımı subjektif. tespit ettiğiniz bu zararı önlemenin bir yolunu da çalışmalarınızla elde ettiniz. diyelim ki yunus genomundan bir bölümü insan genomuna adapte etmeniz gerekecek. yani melez gen elde etmeniz gerekecek. yani siz, size göre subjektif zarar tanımı üzerinden insan fıtratını bozacaksınız.
esyanın tabiatı için:
misalen ışık hızına ulaştığınızı varsayalım. -burada bir parantez açarak bir konuya değineyim. müslümanlar gaybın bilinemeyeceğine inanır. allah'tan başkası bilemez. gelecek de bir gayptır. halbuki bilimin tespitine göre eğer ışık hızına ulaşılırsa geleceğe seyahat etmek mümkündür. geçmişe gitmek paradokslar nedeniyle imkansızdır. - geleceğe gittiniz ve allah'ın takdir ettiği bir olayı kendinizce değiştirmeye yeltendiniz. -ki ben böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanmıyorum. ama bilim adamları inanıyor. çünkü bilim felsefesine göre makul bir önerme. - doğal haliyle eşyanın tabiatını bozdunuz.

bilim bugün her şeye meydan okuma üzerine kurulu, inançları ve kültürleri yok etmeye dayalı bir din haline gelmiştir. deneyimleyemediği ya da gözlemleyemediği her şeyi yok sayma, inançları birer hurafe olarak tanımlama, yaratıcıyı yok sayabilmek için oluşma olasılığı milyonda bir ihtimal -hesaplandı- olan protein çorbasıyla canlıların oluştuğu saçmalığını bilimsel bir gerçek kabul etme durumu gibi birçok konu "her şeye meydan oku" sloganını doğrular mahiyette. malum sloganın ingilizcesi "challenge everything" 'tir. bugün bir oyun firması kullanılır fakat aslı fransız devrimi kaynaklı. modern bilimin sloganı budur. "sınır yok" sözünden başka bir mana çıkmaz herhalde?

şunu diyebilirim:
bilim, islam'a uygundur, bunun ispatları vardır gibi bir takım yanlış düşüncelere girmek yerine bilim felsefesini değiştirin. öncelikle kendinize uygun bilimsel bilgi edinme metodları geliştirin. bunları birer kural haline getirin. daha önce başka entrylerimde yazmıştım. bugün müslümanların sorunu metodoloji eksikliği'dir. kendi metodolojilerini geliştiremedikleri ve kavramlara kendi tanımlarını koyamadıkları için sıkıntı çekiyorlar. müslümanların kimlik arayışı bu nedenle. misalen şurada ilim kavramını tanımlıyoruz. bu tanım bir takım müslüman ilim adamlarının da benimsediği bir tanım. sonuç "tdk 'da eş anlamlı sözcüklerdir. lütfen düzeltelim.". bu islam toplumlarında yaşanan genel bir sorun. kavramları ya da metodolojiyi batı tanımlıyor. kriter, onların tanımı oluyor. diğer bütün tanımlar tasnif dışı. hiçbir önem arz etmiyor.
tanımlardan yola çıkmak yanıltmaz. tanımlardan yola çıkmak, anlamanın ilk aşamasıdır. eğer yanlış anlama varsa, bu sonraki adımda düzeltilir ama ilk adım tanımı anlamaktır. allah'ın, hz adem'e eşyanın ismini öğretmesini buna yorumluyorum. bilimde elde edilemeyen bilgi yok demek değildir. elde edilemeyen bilgi, elde edilemeyen bilgidir. harvard veya herhangi bir üniversitede inançlarınızdan bahsettiğiniz zaman inancınıza saygı görürsünüz. wisdom veya enlightment, dil manasında düşününce 'bilim'i yeterince kapsamaz. bilimi içermeyince, salt enlightment veya wisdom yeterli içeriği sağlamaz. yunus balığından insana gen aktarımına gelince... fare ile genomumuzun i, şempanze ile ı aynı desem? geleceğe gitme ve allah'ın takdir ettiği bir olayı değiştirme meselesinde... allah takdir etmiş, değiştirilemez ise, şüphen mi var değişeceğinden? allah kendi koyduğu yasayı, düzeni koruyamacak kadar aciz mi -haşa? bilim inanç ve kültürleri yok etmez. aksine araştırmalar vs ile bunların gelecek kuşaklara aktarılmasına vesile olur. bu konuya etki edebilecek diğer toplumsal dinamikler vs ile bilimi karıştırmamak lazım. 'modern bilimin sloganı' diye bir ifade varsa, bundan net olarak anlaşılacak, modern bilimin kendine ait bir iddia-slogan-motto'dur. modern bilim şöyle diyor deyip peşinden kendi ifademizi söylersek o, mantıklı bir düşünce-eleştiri zemini oluşturmaz. ea sports'un sloganına bilimin sloganı dememek lazım. bilimin felsefesini değiştirmek, yüzbinlerce-milyonlarca müslüman bilimadamının uzun yıllar boyunca bilim ile iştigal etmesi ve kendi yöntem-akımlarını oluşturmaları ile ulaşılabilecek bir sonuçtur belki. bilimsel bilgi edinme metodları yüzyıllardır gayet zeki biliminsanlarının deneyimleri ile oluşmuş ve gayet güzel işlemekte, sonuç üretmekte. amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. müslüman aklı ile nerdeyse yüzyıllardır bilim yapılmamakta. belki biz üretseydik bilimi, çok farklı olabilirdi elbette...
toptan bi yazı oldu hakkını helal et güccük kardeşim.

allah diyen aslan, balığın üstündeki allah yazısı belki biz mü'minleri tefekküre sürükleyebilir ama bu durumun madde ile açıklığa kavusması anca tesadüf diye ortaya cıkmış olacaktır.i̇şte ısbat yaparken sadece bunlarla kalmak birilerini doyursada imanını arttırsada birileri için tesadüf olarak kaldı hem allah'ı görmeyen hikmetle bakmayan bir gözden de kısmen tesadüfden başka bir acıklama yapmasını bekleyemeyiz.i̇slam ve bilim birlikte uzun bir süre gider ama maddeyle izah edilemeyen şeylere gelince "vay ben öleydim" dedirtebilir.zaten bilimde her şeyi incelemez veya inceleyemez.i̇ncelemediği şeye "yok" da demez.(bkz:allah)


bilim bazen din gibi deklare edilmekte nihaiymiş gibi addedilmekte oysa akıl sahipleri için bu kof bir düşüncedir.

i̇slam dini bilimin mutlak bulgularıyla da çelişmez.


batı medeniyetiyle geçmişte olduğu gibi daha sonra gelen kusaklar ile de bilgi alısverişi elbette yapıldı.bu demek değildir ki önceki nesil cahildi önünü din tıkamıştı. daha acık söylemek gerekirse;gavur icadı bu ellemeyin demedik.belki batı birşeyler buldu o halde onlar bulduysa biz elimizi dahi süremeyiz gibi bir mantık içerisinede ne şimdi nede öncesinde böyle bir düşünceye kapılmadık.bilgi birikti ve biz mü'minlerde üzerine ekledik.neticede yeni bulgular bizi ilerletir diğer bilgiler için mümkünse yola koydurur.

"hikmet müminin yitik malıdır. nerede bulsa alır."

akıl herşeyi'de kavrayamaz eğer herşeyi kavrasaydı peygamberler gönderilmezdi.

akıl'ın nas ile çelişmesini ben acıkcası görmedim şuana kadar en azından mutlak bir delil göremedim.i̇lerleyen zamanlarda neler olur bilemeyiz.bu mevzuda fikir belirtmek istemiyorum.bahis ihtilaflıdır.

biraz uykulu yazdım sonra rücu edebileceğim cümle olabilir.
--genelde-- islami platformlarda, ateist veya radikal sosyalist forumlardan kişilerin sızıp kendince bir misyonerlikle, sağda solda duyduğu üç-beş ehl-i dalalet zındığın körmantık zırvalarını kendi kafasına takıldı diye herkesi kendi gibi zanneden birtakım adamların dizayn ettiği çoğu kokuşmuş antik yunana ait makyajlı cümleleri.müslümanlara bilim hakkında sorular, müslümanlara mantıki sorular gibi formatları da bulunur. zaten sözlük formatına müsait olmayan çoğu garazkar adamların zavallı girişimlerdir. (*)iyi niyetliler münezzehtir.