pozitivizm – dertli sözlük
günümüz dünyasında manadan yoksun, sadece maddeci bireylerin yetişmesinde etkili olan felsefi düşüncedir. auguste comte tarafından kapsamlı hale getirilmiştir. etkileriyle ve verilen tepkilerle günümüz dünyasında düşünce sistemlerinin temelini oluşturan felsefedir. en önemli düşüncesi, maneviyatla uğraşmak boş iştir düşüncesidir. bu düşünce günümüz dünyasında her alana uygulanmış olup, bireylerin değer yargılarını yitirmesine sebep olmuştur. bilimde uygulaması, her şeyi deneye dayandırmak, deney dışında elde edilen bütün bilgileri hiçe saymak olarak söyleyebiliriz. bilimdeki bu düşünce, bilimde hayal gücüne ket vurmuş, bilimin dogmatik doğrularla ilerlemesine neden olmuştur.
hukuk kapsamında pozitivizm ise anayasal özgürlüklerden bahseder. insan eliyle yapılan anayasaların toplum ve birey özgürlüklerini kısıtlayıcı olması gerektiğinden bahseder. her hukuk düzeninin bir üst mercii mevcuttur. en üst merci "grund norm" olarak adlandırılır. günümüz dünyasında kademe kademe yükselip en üst merciinin kriter olarak belirlenerek oluşturulan hukuk düzeni hukuki pozitivizmin bir ürünüdür. türkiye'nin "grund norm'u" kopenhag kriterleridir.
özgürlük kavramına bakışı yine maddeci bir bakıştır. maneviyat eksenli özgürlük düşüncesini reddederek günümüzde meydana gelen çarpık özgürlük anlayışında etkin bir katkı sağlamıştır.
genel anlamıyla, tabii ve sosyal dünyanın 'değişmez' kanunlarını araştırma anlamında kullanılan bir terimdir.
comte'un pozitivizminde, (*) din, maneviyat gereksiz değil zorunludur, toplumu bir arada tutan, insanların bencilliklerini törpüleyen, hükümetlerin zalimleşmesini engelleyen dindir.
dünyamızın ve islam alemi'nin başının belası felsefe. insanlık bu bakış açısından kurtulduğu zaman dünyada çok şey değişecek.
kavram olarak pozitivizm ilk defa 1830’lu yıllarda auguste comte tarafından sistematik bir şekilde bilim felsefesi yerine kullanılmıştır. teoloji ve metafiziğin aksine pozitivizmde bilginin kaynağının duyu deneyi olduğu ileri sürülmüştür. bu anlamda bilimsel/ pozitif bilgi, genel-geçer kanunları, ortak olan genel ilkeleri bulmayı amaçlar.

comte, üç hâl kanunu olarak bilinen kuramında, insanlığın tarih boyunca üç farklı evreden geçtiğini söylemiştir: teolojik dönem, metafizik dönem, pozitivist dönem. ona göre bilgi bu zorunlu aşamalardan geçerek en olgun ve yüksek formuna ulaşmıştır.

teolojik dönem, dinsel düşünce dönemidir. doğaüstü varsayımların önem kazandığı bu dönemde sistemli düşünme ve mantıksal çıkarımlara rastlanmaz. bu dönemde ilk önce eşyanın insanlar gibi canlı ve akıllı olarak düşünüldüğü fetişizm hâli, çok tanrıcılığın hâkim olduğu politeist hâl ve en nihayetinde tek tanrı düşüncesinin yaygın olduğu monoteist hâl görülmüştür. i̇kinci aşama olan metafizik dönemde ise soyut güçler, bilgiye ulaşmak için başvurulan ana kaynaktır. orta çağ avrupa’sına tekabül eden bu dönemde teolojik dönemin etkisi, kilisenin faaliyetleriyle hâlâ görülmeye devam etse de rasyonellik ve nedensel düşünme pratiği ortaya çıkmaya başlar. son aşama olan pozitivist dönem ise bilginin teolojik ve metafizik etkenlerden tamamen arındırılmasını temsil eder. bu aşamada bilginin gözlem ve deneye dayandığı kabul edilmiştir. dolayısıyla insanlar, somut gözlenebilir olguları incelemeyi ve bunlar arasında sebep-sonuç ilişkileri kurarak doğadaki ve toplumdaki yasaları bulmayı hedefler. bu da bilginin ulaşabileceği en son, somut ve bilimsel olan hâlidir.